Kilian - Back to Black

“Back to Black nedir?” diye sorulursa ilk aklıma gelecek olan Amy Winehouse’un bir adama aşkını ve terkedilişini anlatan şarkı olan o müthiş şarkısı gelirdi. Kilian markası da bence bu şarkıyı beğenmiş olacak ki markayı parlatan ve bugün ki günlerine getiren Back to Black – Aphrodisiac parfümünü üretmiş. Bu parfüm bana şarkıdaki kadını terk eden o çapkın erkeği anımsatıyor. Tam bir Casanova kokusu. Seveni kadar sevmeyeni de çok olan bu parfüm benim için kesinlikle baş döndürücü.

Back to black ilk sıktığınız anda acımsı bir bal ve bol meyveli tatlı ahududu ile başlıyor. Oldukça gourmand ve lezzetli bir ahududu kompostosunu anımsattı bana. Ayrıca çok güçlü bir kiraz ile birlikte kavrulmuş bademlerin güçlü yanı da bu kokuya eşlik etmekte. Tütün de ilk sıktığınız andan itibaren bu güzel kokulara eşlik ediyor ama daha çok kendinden emin öyle ortamı pek önemsemeyen cool bir genç adam gibi başlıyor. 
Meyveli açılışını çabucak acımsılığını azaltan balın şurupsu zenginliği süslüyor. Açılıştaki balın kirli, boozy yönü bulunan kiraz övgüyü gerçekten hak ediyor. Kullanılan kiraz öyle şahane işlenmiş ki kokusu kiraz likörünü andırıyor. Parfümdeki notalar oldukça yoğun ve geçişleri oldukça yavaş yani bir anda hepsini değil zamanla notaları hissediyorsunuz. İsminde yer alan “karanlığın” aksine back to black tam bir renk cümbüşü şeklinde. Oldukça güzel renkli notalar içeriyor. Orta notalarda o kendi halinde takılan cool delikanlı birden maço bir hal alıyor ve burada patron benim havasında biraz da karanlık bir şekilde ortaya çıkıyor. Tütün alışılagelmişin dışında kapanışa kadar devam etmiyor. Yani tütün merkezli parfümler gibi kokuya giriş yaptıktan son bulana kadar devam eden bir tütünden bahsetmiyoruz. 
Dip notalara geçtiğimiz zaman tütünden gelen o hafif karanlık taraf geri çekiliyor ve sıcak ve boozy diyebileceğim bir vanilya kokuya ekleniyor.
Back To Black seksi, esrarengiz, ve elde edilmesi zor olmakla birlikte oldukça müstehcen bir kadını andırıyor benim gözümde. Afrodizyak etkisi sanırım bu olmalı. Oldukça çekici ve kendine güvenen erkekler için üretilmiş gibi hissettiriyor.
Başta belirttiğim gibi seveni ve sevmeyeni olan bir koku back to black. Ancak sevdiğiniz zaman kesinlikle bırakamayacağınız bir koku. Kesinlikle denemeye değer.

Benim açımdan kokuya verdiğim puan: 7,5/10



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Frederic Malle - Carnal Flower (2005)

Resim
Kırlardan Geliyorlar kırlardan geliyorlar ellerinde sümbülteber elbette kırlardan kırlardan gelecekler başka türlü nasıl güzelleşir bu akşamüstleri söyleyin nasıl dayanılır dükkanlara depolara bu katran kokusu başka türlü nasıl geçer sonsuza varmadan bir önceyiz sanki -o sayının da bir adı vardı unuttum - her şey öyle saydam öyle madensel kapıların kilitleri açık ve herkes uykusuz hepsinin elinde bir saat bir sümbülteber eskiden şaşardık bazı şeylerin yokluğuna artık bu yokları var etmeyi usladık ağaçları budadık omandan balıkları tuttuk denizden hani bazı açılmaz sanılan kapıları omuzladık çünkü herkesin elinde bir saat bir sümbülteber hey koca dünya nasıl avucumuzdasın nasıl da parlıyorsun ey gözleri maden çözdüğüm bütün bulmacalardan zorludur yüreğin elbette kırlardan gelecekler kırlardan kırlardan gelecekler ellerinde sümbülteber ey güzelim sümbül ve teber ey canım gördüğüm sanki o deği...
Devamı

İron Duke - Beaufort London (2017)

Resim
İron Duke dediğimiz zaman aklınıza ne geliyor? Türkçe çevirisi demir dük (Avrupada küçük bölgeleri yöneten kişilere verilen bir unvan). Mecazi anlamda tavizi olmayan güçlü sağlam anlamında kullanılmış da diyebiliriz demir sıfatı için. Ama hayatımızda kaç kişi bu ünvanı almış derseniz benim aklıma Napolyon’u yenmiş tek kişi geliyor. Wellington dükü “Arthur Wellesley”. Waterloo savaşı sonucunda bu ünvanı Napolyon’u yendiği için almış ve bir dönem başbakanlık da yapmış olan bir zat.  Waterloo’nun önemini şöyle belirteyim, eğer Napolyon bu savaşı kazansaydı bugün Amerika neyse Fransa da o olmuş olurdu. Napolyon’un büyük Fransa umudu bu savaş sonunda son buldu da diyebiliriz. Wellesley'e ait şu sözle incelememe başlayabilirim öyleyse: “ nothing is worst than a battle won, except a battle lost”.  Arthur WELLESLEY Beaufort London markası “Fathom V” ile bence büyük bir çıkış yakalamış İngiliz niş parfüm evi olarak karşımıza çıkıyor. Bu markayı aklınıza kazımanızda fayda var...
Devamı

Yves Saint Laurent - M7 Oud Absolu

Resim
M7 Oud Absolu , Yves Saint Laurent(YSL) tarafından 2011 yılında üretimine başlanan La Collection serisinin en çok satan parfümlerinden birisidir. Eski beğenilen koku M7'nin reformüle hali veya 2011'den itibaren devam eden hali nasıl adlandırmak isterseniz. Yazımda kokuyu kendi adıma hoşuma gidip gitmediği, kalıcılığı ve kokunun farkedilirliği dikkate alarak kendi adıma bir puan vermeyi deneyeceğim. Öncelikle kokunun şişesinden başlamak gerekirse, M7 Oud Absolu'nun şişesi gerçekten karizmatik duruyor. Şişe tasarımı açısından güzel bir işe imza atmış YSL. Köşeli ve sert hatları ile erkek parfümü olduğunu yüksek sesle dile getiriyor.  Kokuyu ilk önce atomizerinden koklayarak izlenimime başlamayı tercih ettim. Parfümü bir fıs sıktıktan sonra atomizer ağzından gelen koku tek kelimeyle "öksürük şurubu" havasındaydı. Hatta abartmıyorum o vişneli öksürük şuruplarının acımsı tatlımsı tadı bir an damaklarıma yerleşmedi demesem yalan olur. Bu ilaçsı kokunun at...
Devamı