Frederic Malle - Carnal Flower (2005)

Kırlardan Geliyorlar

kırlardan geliyorlar ellerinde sümbülteber

elbette kırlardan kırlardan gelecekler

başka türlü nasıl güzelleşir bu akşamüstleri

söyleyin nasıl dayanılır dükkanlara depolara

bu katran kokusu başka türlü nasıl geçer


sonsuza varmadan bir önceyiz sanki

-o sayının da bir adı vardı unuttum -

her şey öyle saydam öyle madensel

kapıların kilitleri açık ve herkes uykusuz

hepsinin elinde bir saat bir sümbülteber


eskiden şaşardık bazı şeylerin yokluğuna

artık bu yokları var etmeyi usladık

ağaçları budadık omandan balıkları tuttuk denizden

hani bazı açılmaz sanılan kapıları omuzladık

çünkü herkesin elinde bir saat bir sümbülteber


hey koca dünya nasıl avucumuzdasın

nasıl da parlıyorsun ey gözleri maden

çözdüğüm bütün bulmacalardan zorludur yüreğin

elbette kırlardan gelecekler kırlardan

kırlardan gelecekler ellerinde sümbülteber


ey güzelim sümbül ve teber ey canım

gördüğüm sanki o değildi

sanki kuşlar albümünden bir maden

Yazıma bir Turgut UYAR şiiri ile başladım çünkü bu parfüm öyle sıradan bir koku değil, şiir gibi ve her koklayan bu şiiri farklı bir şekilde yorumlamakta.

Frederic Malle üst sınıf (lüks tüketim) için parfümler üreten bir marka. Ürettiği tüm kokular ünlü parfümörlerin imzalarını taşımakta. Ürettiği kokuları beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama asla kalitesiz, üstünkörü ve satış amaçlı üretilmiş basit bir parfüm diyemezsiniz. İşte bugünkü inceleme yazımızı oluşturan parfüm de yine ünlü bir parfümör olan "Dominique Ropion" elinden çıkmış ustaca bir parfüm. 

Kokuya geçmeden önce belirtmek isterim koku yukardaki şiirden de anlaşılacağı üzere sümbülteber üzerine oturtulmuş. Sümbülteber genellikle riskli bir nota çünkü koklayanlara bazen farklı gelebilmekte. Ayrıca güçlü bir kokusu olduğu için genellikle kokuyu domine etmekte. Bu açıdan ustaca işlenmesi gereken bir koku.



Kokumuza geçecek olursak parfümü kesinlikle tene sıkmak gerektiğini söyleyebilirim. Benim tenimde koku bana daha güzel geldi. Parfüm ilk sıktığınız an inanılmaz bir doğallıkla açılıyor. Beyaz çiçekler karşılıyor sizi. Sanki binlerce saksının bulunduğu bir çiçekçi dükkanındasınız. İlk sıktığınız an neredeyse hiç tatlı olmayan oldukça yeşil ve beyaz çiçeklerle birlikte toprak kokusunu andıran bir koku da yayılıyor. Sanırım bunun nedeni kullanılan kavun. Ancak sararmış tatlı kavun gibi düşünmeyin bunu. Yeşil daha tam tatlılaşmamış bir kavun. Sanırım topraksı yeşilimsi etkiyi sağlıyor. Bu açıdan açılış kesinlikle muhteşem.


Ardından kokumuza sümbülteber ve hindistan cevizi ekleniyor. Dominique Ropion burada da ustalığını göstermiş demem gerekiyor. Hindistan cevizi tüm kokuyu altüst edebilecekken sadece yan aktör olarak kalabilmesini sağlayabilmiş. Sümbülteberin ve hindistan cevizinin kokuya eklenmesi ile birlikte kokumuz tatlılaşmaya başlıyor ancak kararında bir tatlılık şeklinde. Sonrasında koku tenden ayrılana kadar aynı ve tek düze olarak etkisini sürdürüyor.

Carnal Flower isminde şehveti barındırıyor mu? Hayır. Ancak bana huzur ve güven aşıladığını söyleyebilirim. Deneyimlediğim en doğal yeşil tonları ve beyaz çiçekleri barındıran çok çok iyi derecede harmanlanmış bir çiçek kokusu. Koku kadınsı gelebilmekte ancak şık bir takım elbise ile oldukça iyi gidebilir. 

Kokuyu karanlık kokuları veya maskülen tarzı sevenler beğenmeyebilir. Benim için kesinlikle muhteşem bir koku olarak kalacak. Fiyat olarak bu fiyatı verip sahip olmayı düşünmeyebilirsiniz. Ancak çiçek kokularını seviyorsanız kesinlikle sahip olunmalı.

Performansı kesinlikle harika. İki fıs ile küçük bir odayı doldurabilir. Farkedilirliği ilk 3-4 saat oldukça iyi. Kalıcılık kesinlikle çok çok iyi. (Bu bir çiçek kokusu o açıdan bence bu en büyük başarısı) 

Benim tavsiyem herkesin en azından bir kere olsun bu kokuyu deneyimlemesi. Özellikle huzurlu bir müzik eşliğinde dinlenirken kullanırsanız ruhsal açıdan size çok iyi geleceği kanaatindeyim.

Puanlamaya geçecek olursak benim puanım: 9/10



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İron Duke - Beaufort London (2017)

Parfums de Marly - Nisean